COVID-19 kapanmalarında yaptıgımız dijital topluluk buluşmalarındaki tartışmalardan yola çıkarak kamusal alanların yurttaş pratiklerinden ne kadar da uzak, katılımın olmadan tasarlanan alanlar olduğunu keşfettik. Biliyoruz ki pandemi ile kamusal alan ihtiyacı giderek arttı, var olan kamusal alanların sayısı ya yetersiz ya da yurttaş katılımı olmadan tasarlanan işlevsiz alanlar olarak karşılaşıyoruz.
Bu problemin olası çözümlerinden biri;
yurttaşların tasarımdan uygulama süreçlerine kadar dahil olduğu, ihtiyaçlarını, kullanım biçimlerinin analiz edildiği kapsayıcı, fonksiyonel, katılımcı süreçlerin oluşturulması ve bu alanların yerel yönetimler tarafından yaratılması.
Kamusal alanların yurttaşların ihtiyacına yönelik yeniden küçük ölçekli müdahaleler ile tasarlanabilmesi için Katılımcı Kentler Programı'nı geliştirdik.
"Kamusal alanda insanları biraraya getiren diyalog ortamlarını nasıl yaratabiliriz?"
sorusunun cevabını aradığımız program boyunca katılımcıların birbirinden öğrendiği paylaşım çemberleri, komünite buluşmaları, sivil katılım, diyalog, placemaking, sosyal tasarım gibi farklılaşan konulara yönelik kapasite güçlendirme oturumları ve disiplinlerden bağımsız bir şekilde her yurttaşın sosyal tasarımcı olabildiği birlikte tasarım süreci (co-design marathon) yer aldı.
5 hafta boyunca Ayvalık Belediyesi ile birlikte karar verilen sahaya yönelik geliştirdiğimiz, küçük ölçekli, kalıcı sosyal etki yaratan, gerçekçi ve uygulanabilir müdahale tasarımları ile kamusal alanda diyalog yaratmaya çalıştık.
Kent, komünite ve katılım bileşenlerinden oluşan Katılımcı Kentler Programı'nın #sezon03 Ayvalık süreci tamamlandı ve deneyimlerimizi içgörü raporunda paylaştık.
Katılımcı Kentler Programı #sezon03 Ayvalık İçgörü Raporu'nun tamamını önizlemek veya indirmek için;